- Değirmenci, aday olup kazanırsa ilk işi ne olacak?- Değirmenci'nin Silivrililere mesajı ne?- "Özcan Işıklar, Genç Parti SKM Başkanıydı"- Özcan Işıklar’a sorulursa, ‘Balcıoğlu mu Değirmenci mi’ hangisini seçerdi?- Belediyenin kaynakları doğru kullanılıyor mu?- CHP’liler mevcut yönetime nasıl bakıyor? Hepsi ve daha fazlası röportajımızda... *** Alparslan Ermiş: Belediye Başkanı olduğunuz dönem ile şuan ki Silivri yapısı çok farklı. Aday olduğunuz takdirde kendinizi nasıl tanıtacaksınız? Selami Değirmenci: Tabi ki tanınırlık açısından baktığınızda o günden bu yana çok değişti. Benim görevi bıraktığım zaman belediye sınırları içerisinde yaşayan insan sayısı 55 bin civarındaydı. O zaman köy ve beldeler ayrıydı. O günden bu yana beldelerimiz dahil Silivri çok göç aldı. Bugün 180 binin üzerinde bir nüfusa sahibiz. Elbette tanınırlık konusunda eksiklerimiz olabilir ama mevcut belediye başkanının dışında, direk bire bir halkla temas etmesi açısından tanınırlık en yüksek olabilir mevcut belediye başkanının da. Diğer aday adaylarında da, diğer partilerin aday adaylarında da tanınırlık konusu onlar içinde geçerli. Dolayısıyla aday olduğumuzda kendimizi en doğru şekilde anlatmaya çalışacağız. Vatandaşlarımıza ulaşmaya çalışacağız. Bunların içinde bizim için en iyi referans olabilecek şey, geçmişte küçük imkanlarla Silivri'ye yaptığımız temel hizmetler olacaktır. Bu dönemde kullanılan bir çok şey, o dönemde yapılan hizmetlerin sonucunda oluşmuştur. Bunlarla ulaşmaya çalışacağız. Bu hiç bir zaman eskiye dönük bir nostalji yapmak değil ama Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylediği bir söz var, 'Belediye başkanında aranması gereken özellikler öncelikle liyakat, sonra da bir başarı hikayesi olması gerekir' diyor. Bizim arkamızda 15 yıllık belediye başkanlığı döneminde çok önemli başarılarımız var. Bunları anlatarak başlayacağız. Bu bizim vizyonumuzu da ortaya koyacaktır. Yani bir insan vardır sadece anlatır, 'Şunları yapacağız, bunları yapacağız' diye. Ama ortaya bir eser koyamaz. Bunun geçmişte örnekleri de vardır. Gelecek ile ilgili vaatte bulunduğu zaman o şahıslar, geçmişte söylediklerin gerçekleşmemişse bundan sonra söyleyeceklerinin de bir anlamı yoktur diyebilirsin. Ama biz ortaya bir şey koyuyorsak, geçmişte söylemişiz, yapmışız diyeceğiz. Nitekim biz defalarca aday olduğumuzda, her bir seferinde 'yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır' diye bir sloganımız vardı bizim. Aynı şekilde çıkıp, halkımıza kendimizi en iyi şekilde anlatacağımıza inanıyoruz. Alparslan ERMİŞ: Siyasette uzun yıllar görev yaptınız ve aday adaylık sürecinde en çok 'kadromuz genç olacak' diyorsunuz. Lakin siz 65 yaşındasınız. Genç söyleminiz ile yaşınız çelişiyor burada. Neden bir kenara çekilmiyorsunuz da genç bir adayı desteklemiyorsunuz? Selami Değirmenci: Benimle birlikte bizim partimizde 6 tane aday adayı var. Ben yapacaklarımı anlatıyorum. Genç olarak ortaya çıkmış aday adaylarında ortaya konmuş bir proje, Silivri'nin mevcut durumunu ileriye taşıyabilecek, Silivri'yi bu durağanlıktan kurtarabilecek, batmış bir bütçeyi düze çıkarabilecek vizyonda, projeleri söylemleri olan arkadaşlar varsa, buna önce kendileri de inanıyorsa, bugüne kadar sizde bir söylem duyduysanız onların arkasında olalım. Ben bugüne kadar, Silivri'nin geleceği ile ilgili bir proje sunulan, Silivri'yi önümüzdeki dönemde çağ atlatabilecek, düştüğü yerden ayağa kaldırabilecek bir söylem duymadım. Böyle bir söylem de olan arkadaş varsa arkasında dururuz. Alparslan ERMİŞ: Sizin söyleminiz var mı? Selami Değirmenci: Var tabi. Silivri'de her zaman nelerin eksik olduğunu, nelerin yapılması gerektiğini ve Silivri'nin nasıl ayağa kalkabileceğini ısrarla söylüyoruz. Bizim bütün konuşmalarımızda hep bir proje ortaya koyuyoruz. Projesiz hiç konuşmadık. 'Yapılması gereken en temel sorunlar nedir' diye tespite başladığınızda, önce temel sorunların tespitinden başlıyoruz, ondan sonra öncelikle neler yapılması gerektiğini anlatıyoruz. Ama aday adaylığı, 'sadece ben gelirsem o gün bakarız, o gün söyleriz' demekle aday olunmaz. İnsanlar oy verebileceği insanın vizyonunun ne olduğunu, ileriye yönelik nasıl bir yatırım planladığını, bu söylediklerini de nasıl yapacaklarını ortaya koyması gerekir. Ben şunu yapacağım demek yeterli değil, onu hangi kaynaklarla yapacağınızı da ortaya koymanız gerekiyor. Biz bundan önceki söyleşilerde de hep onları söyledik. Alparslan ERMİŞ: Silivri'nin son 10 yılını nasıl görüyorsunuz? Şöyle bir söylem var, 'Pankart belediyeciliği' diye. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Selami Değirmenci: Şimdi bizim diğer siyasi parti aday adaylarından farklı bir konumumuz var. 10 yıldır mevcut Belediye Başkanımız bizim partimizin belediye başkanı olduğu için çok fazla eleştirel bir şey söylememiz mümkün değil. Ama şunu açıkça söylemek gerekir ki, son 10 yılda hizmet yönünden durduk. Silivri temel hizmetlerin yapılması açısından sınıfta kaldı, eksik kaldı. Belediyecilik yönünden insanların ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldik. Dolayısıyla pankartlarda yazıldığı gibi 'Silivri'de yaşamak güzeldir' sözü sadece pankartta kaldı. İşte bu eksikleri gördüğüm için, bu ortadan kaldırabilmek açısından aday olduk. Biz ancak birikmiş bilgi, tecrübelerimizle ve oluşturduğumuz kadrolarla bu sorunları en hızlı bir şekilde çözeceğimize inanıyoruz. Çünkü bizim ekibimizde elbette genç kuşaktan arkadaşlarımız var, onların enerjisinden yararlanacağız ama devlet tecrübesi olan, siyasal tecrübesi olan illa belediyenin meclis kadrosunda olmayabilir bu kadrolarımız. Belediye yönetiminin muhtelif kadrolarında görev alacak. Bu bilgi birikimine sahip, gerek devletin üst yöneticileriyle, gerek oluşacak büyükşehir belediyesiyle, o diyalogları rahatlıkla kurabilecek kişilerden oluşuyor bizim yönetimimiz. Tecrübe elbette gerekli ama bir taraftan da kadro yetiştirmek gerekli. Hatırlarsanız 2009'da belediyede olanlarda hep genç arkadaşlarımızdı. 2014'te yine ön seçim ile aday adayı yaptığımız ve aday olan arkadaşlarımızda hep gençlerden oluşmuştu. Onlar eğer mevcut belediye başkanından yeterli desteği alabilselerdi, yeterli sorumluluğu alabilselerdi. Bugün gerçekten yetişmiş olarak, aralarında 3-5 tane belediye başkanı aday adayı çıkar ve birbirleriyle yarışırdı. Bizim o zaman ortaya çıkmamıza ihtiyaç kalmazdı. Sadece meclis üyesi olarak kağıda yazmak ve seçilmesini sağlamakta yetmiyor insanların yetişmesi açısından. Onları yetiştirecek yetkiyle donatmak gerekiyor. Toplumun önüne onları çıkarmak gerekiyor. Biz onu yapacağız, onun için talibiz. Onun için genç arkadaşlar diyoruz. O gençlerin bizim dönemimizde nasıl bir sorumluluk içerisinde çalıştıklarını göreceksiniz. Beş yıl sonunda da toplum önünde onların nasıl belediye başkan adaylığında yarıştıklarını da göreceksiniz. Bunları başaracağız, bunları gerçekleştireceğiz. Alparslan ERMİŞ: Yani 'aday olup, belediyeyi kazandığımız takdirde Silivri'nin geleceğine yönelik siyasetçi de yetiştireceğiz' diyorsunuz. Selami Değirmenci: Kesinlikle siyasetçi yetiştireceğiz. Geçmiş on yılı ile ilgili değerlendirmeyi sorduğunuzda partide çok kısırlaştı bu on yılda. Belediye Başkanı parti yönetimine hükmetmeye kalktı. Son 8 yılda da bunu fazlasıyla başardı. Şuanda parti de örgüt toplantıları da yapılmıyor. Partide kendini göstermek isteyen insanlar, özellikle genç nesil ortaya çıkamıyor, düşüncelerini ortaya koyamıyor. Örgüt toplantıları yok, parti çalışmaları yok. Belediye meclis üyesi yetkisi yok. Başkan yardımcısı yapmışsınız, sadece nikah kıydırıp, altın taktırıyorsunuz ama vatandaşların sorunlarını çözme noktasında kendisine hiç bir yetki vermiyorsunuz. O insanın yetişmesine fırsat vermiyorsunuz. Oysa oraya atanmış olan arkadaşlarımıza, daha fazla yetkiler daha fazla sorumluklar verilseydi. Hem başkanın yükü hafifler, hem toplumun sorunları daha hızla çözülür, hem de o arkadaşlarımız bugün daha çok yetişmiş olarak karşımıza çıkardı. Alparslan ERMİŞ: İlçe Yönetimine yönelik eleştiri yaptınız. Aday olduğunuz takdirde bu ilçe yönetimi ile çalışacaksınız. Aday oldunuz ve kazandınız varsayarsak, şuan ki ilçe yönetimini değiştirmek için uğraşacak mısınız? Selami Değirmenci: Biz belediye olarak, ilçe yönetimine müdahale etme hakkını kendimizde göremeyeceğiz. Elbette benimde, meclis üyesi olacak arkadaşlarımızın da fikirleri olacaktır. Gerektiğinde belli kişiler konusunda bizde oyumuzu vereceğiz ama olmazsa olmaz belediyenin yetkileriyle baskı uygulayarak, davranış biçimi içinde olmayacağız. Elbette bizim çalışacağımız ilçe yönetimi, böyle örgüt toplantıları yapmayan, halkla temasını tamamen kesmiş, hiçbir örgütsel çalışma yapmayan bir yapıda olmaması gerekiyor. Eğer biz aday olursak, bu ilçe yönetimi de bu tavrını sürdürürse, biz kendi kadrolarımızla çalışmaya devam ederiz. İlçe başkanı önderlik eder, halkla bizim daha fazla buluşmamızı, bizim daha iyi bir propaganda yapmamızı sağlar hale dönüşürse bizim kişilere yönelik hiç bir tavrımız söz konusu değil. Biz çalışmaktan yanayız, ortaya bir fayda konulmasından yanayız. Halkla diyalogun çok iyi konulmasından yanayız. SİLİVRİ BUNA ŞAHİTTİR!Daha önceki söyleşilerimizde söylediğimiz bir söz var, biz bu göreve talip olurken Silivri'nin bir çok sorunu var onları çözeceğiz ama önce yapmamız gereken bir davranış var onu yapmazsak diğerlerinin hiç bir anlamı olmayacak zaten. Silivri'de şuanda belediye ile vatandaş arasında, parti üyeleriyle parti yönetimi arasında gönül köprüleri tamamen yıkılmış durumda. Biz önce onları onaracağız. O bağlar tekrar kurulacak. Bir parti üyesi rahatlıkla ilçe başkanına, ilçe yönetimine ulaşabilmeli. Burada dertlerini anlatabilmeli. Biz belediye başkanı olmaya talibiz, belediye olarak oy versin ya da vermesin her insanın belediyesi ya da meclis üyesi olarak herkesin dertleriyle uğraşacağız. O belediyenin kapısı sadece yandaşa değil, herkese açık olacak. Oy veren ya da vermeyen herkes derdini rahatlıkla anlatabilecek. Derdini anlatabileceği bir makam olacak. Sorunlarının çözümü konusunda her türlü gayret gösterilecek. Bu demek değildir ki oraya her gelenin sorununu mutlaka çözebilirsin. Sorunu çözülemeyecek, yasal olmayan taleplerle de bazen karşılaşabiliyorsunuz. Ama bir işi yapamıyorsanız da neden yapamadığınızı aynı insani duygularla o insana anlatarak, onları ikna ederek oradan gülümseyerek ayrılmasını sağlamamız gerekiyor. Geçmiş 15 yıllık tecrübemizde biz bunu yaptık. Silivri halkı buna şahittir. Gelecekte de böyle davranacağız. Orada hemen şunu sorabilirsiniz, 'Senin o günkü nüfusunla bugünkü nüfusun aynı değil. 25-50 bin nüfuslu bir belediyede belki de herkese ulaşıyorsun da, 180 bin nüfusun hepsine tek tek ulaşabilir misin?' Hayır. O zamanda başkan yardımcı ihtiyacın kaçsa bugünde o kadar başkan yardımcın olur. Vatandaş en alttan sorunlarını çözdürmek için gelir. Çözemezse başkan yardımcılarına gelir, orada da çözemezse son çare olarak belediye başkanına gelir. Her gelen insanın belediye başkanı ile görüşebilmesine elbette imkan yok ama bir belediye başkanının da hiç kimseyle görüşmeme gibi bir derdi olamaz. Bu kapı bu kadar halka kapatılamaz. 'Benim vaktim yok, moralim bozuk kimseyle görüşemiyorum, kimseye vakit ayıramıyorum' hayır, böyle bir şey yok. Belediyede mesai saati diye bir zamanlama yoktur. Gerekirse belediye başkanı sabahın 6'sında gelir makamına, iş başlamadan önce randevularını ayarlar, görüşmelerini yapar, halkın derdini dinler, gerekirse 17.30'dan sonra kalır gece yarılarına kalır halkın dertlerini dinler, sorunlarına çözüm bulmaya çalışır. O belediye personeline 'benim mesaim bitti, gidiyorum' diyemezsin. Bizim çalıştığımız dönemde kimin kaç günlük izin hakkı var diye ben hiç sormazdım. İzne ihtiyacın varsa git kardeşim, ama burada işin olduğunda da mesain beşte bitiyor diye bir şey yok, o işi bitirinceye kadar çalışacaksın. O vatandaşı bugün git, yarın gel diye kapından kovamazsın. Bir imar durumu için bir insan aylarca bekleyemez, bir inşaat ruhsatı da 8-9 ayda bekletilip, verilemez. Bunlar bu görevlerin kötüye kullanılması anlamına gelir. Biz bunları böyle yaptık. Bundan sonrada böyle yapacağız. Alparslan ERMİŞ: 39 ilçede Kültür Merkezi olmayan tek ilçe Silivri. Yanı başımızda CHP'li Büyükçekmece'de mahallelerde dahi var. Burada olmamasının sebebi ney? Selami Değirmenci: Şimdi kültür merkezi yapılmayan tek yer Silivri. Sanıyorum öyle. 89'da belediye bünyesinde Kültür Evi olan hiç bir belediye yoktu. İlk defa biz başlattık. Bizim dönemimizde 6 yaşında çocukların, gençlerin hatta ev hanımlarının kültürel ve sanatsal faaliyette bulunduğu bir kültür evimiz vardı. Onu hızla da geliştiriyorduk. Bu amaçla hazineden bir yer tahsis alıp, hatta hafriyatını da yapmıştık. Yapımı içinde iki firma ile sözleşme imzalanmıştı. Kabasını da onlar yapacaktı. Benden sonraki belediye başkanıma da o sözleşmeleri aktarmıştım. Fakat görevim biteli 15 yıl oldu. İki ayrı belediye başkanımız oldu. Devam etmedi. Başka yerde de yapmadılar. Bizim dönemimizde niye yapılmadı? Bizim dönemimizde hiç su şebekesi yoktu. Silivri'nin 350 bin nüfusa yeterli olan tüm şu şebekesinin tamamını bitirdim. Yüzde 35'lerde olan kanalizasyonun tamamını kendi dönemimde bitirdim. Şuanda kullanılan 7 tane su deposu var, bunların tamamı benim dönemimde yapılmıştır. Yağmur kanalı hemen hemen hiç yoktu. Onların bir çoğu benim dönemimde yapıldı. Sahil harabe halindeydi, bugün gördüğünüz yeşil alanların tamamı benim dönemimde yapıldı. İtfaiye teşkilatı kendi sınırlarımız içinde değil, tüm Silivri köylerine hizmet edebilecek büyüklükte bir teşkilata kavuşturmuştuk. Araç parkımız Trakya'nın en büyük parkına dönüşmüştü. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli il belediyeleri olmasına rağmen hepsinden daha büyük araç parkına sahiptik. Bu ne demek, çok alt yapı hizmeti anlamına geliyor. Dere ıslahlarını bizim dönemde yaptık. İki dereninde tamamen yatakları kaybolmuş vaziyetteydi, açılmasını biz sağladık. Bir çok köprünün yapılmasını sağladık. İki defa deniz temizliği yaptık. Ambulans Merkezi mesela. En övündüğüm hizmetlerimizden bir tanesi. Biz göreve geldiğimizde devlet hastanelerinde dahi ambulans yoktu. Ben yurt dışından yaptığım girişimler sonucunda, hiç para ödemeden 8 tane ambulans getirdim buraya. Getirdiğim 4 ambulans sıfır kilometreydi. 24 saat 3 ambulansla hizmet verdik insanlara. Belki de binlerce insanın hayatının kurtarılmasına sebep olduk. Halk ekmek yine çok önemli bir hizmetti o günlerde. Ekmek kalitesini ilçede yükseltebilmek açısından çok önemliydi. 2 bin 400 dar gelirli vatandaşımızı konut sahibi yaptık. Bunları tamamen kendi imkanlarımızla yaptık. Biz büyükşehirde değildik, hiç iktidar partisinden olmadık, o günkü belediye imkanlarıyla yaptık. Tabi ki eksiklerimiz kaldı kültür merkezi gibi. Yine 99 yılında bir marina projem var benim. İstanbul Teknik Üniversitesi'ne yaptırmıştık. Kısa dönem bir iktidar ortaklığımız oldu o zaman. O dönemde ne acıdır ki, benim partime mensup Bayındırlık Bakanı'nın engellemesi nedeniyle ihale yaptıramadık. Bir daha da zaten devlet o yatırımlara girmedi ve yap-işlet-devlet ile yapıldı. Bugün eğer o marina yapılmış olsaydı, Silivri'nin hem ticaret hem kültürel hayatına çok katkısı olacağına inanıyorum. Şuanda tekrar hazırlandı o marina, ilk uğraşacağımız işlerden bir tanesi de o olacak. Yine Silivri'de ilk kreş ve anaokulunu biz yaptık. Toplu konutlar projesine başladığımızda hazır beton kullanmaya başladık biz. Silivri tarihinde ilk defa hazır beton bizim inşaatlarımızda kullanıldı. Hazır beton depreme karşı bir mücadele demektir. 91 yılında kendim kullandığımız gibi 94 yılında da aldığımız bir meclis kararı ile tüm Silivri'de hazır beton kullanılmasını mecbur ettik. Buna direnmeye kalktı bazı kişiler, 10 bin broşürü evlere dağıttık, 'Deprem geliyor, hazırlıklı olun. Bu hazır beton kararımızda bundan dolayıdır' diye. Daha 94-95 yılında 1999 yılında olan depremin habercisi olduk. Bunları karşılaştırdığınızda, 'neden siz aday oluyorsunuz 65 yaşında' dediğinizde. Benden sonra bunların hiç birinin yapılmadığını gördüm, bu dönemde de diğer aday adayı olan arkadaşlarda buna yönelik bir vizyon, söylem görmediğim için ben göreve talip oldum. Bu görevlere talip olmak, fizik yaşıyla olmuyor. Biz o vizyona ve yönetim bilincine, kadrolara sahip olacağımızı düşünüyoruz. BU BORCUN ALTINDAN KALKMAK MÜMKÜN DEĞİLDİREski sinema salonuna gelecek olursak, o bina kullanılamaz hale gelmişti zaten. Onu satarken de yeni bir kültür merkezi için yapılmasını planlamıştık. Hafriyatı da yapılmıştı. Silivri çıkışında. Hüseyin Turan döneminde de orası kaldı, Özcan Işıklar'da çevirdi etrafını 'Kültür Merkezimiz burada yükseliyor' dedi. Sonuç olarak, 250 milyon - 300 milyon borcu olan Silivri Belediyesi'nin 269 milyon bütçeyle bırakın yatırım yapmayı, bu borcun altından kalkmak mümkün değildir. Dolayısıyla yeni kentsel rantlar yaratmanız gerekiyor. Bunları yaratırken de kaçakları sıfıra indirmeniz gerekiyor. Belediye kaynaklarında bugün olağanüstü israf var. Kişilerin cebine giden kaynaklar var. Onları keseceksiniz, israfı durduracaksınız. Yeni kaynaklar yaratacaksınız. Bir taraftan bu borçları öderken, bir taraftan da Silivri'nin arzu ettiği temel yatırımlara kaynak ayıracaksınız. Alparslan ERMİŞ: Silivri'de 'otopark değil, ulaşım sorunu var' deniliyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Selami Değirmenci: Otopark sorununu çözmeden ulaşım sorununu çözemezsiniz ki. Bugün Silivri'deki caddeler geçilemez hale geldiyse, insanların ikili üçlü sıra park etmesinden kaynaklanıyor. Yoksa Hacı Pervane Caddesi'de, eski Ali Çetinkaya şimdiki Başkomutan caddesi de, onu da bir türlü hala kabullenemiyorum bu arada. Doğru bulmuyorum. Belediyeler de her gelenin kendine göre sokak isimleri değiştirmesini kabul edemiyorum. O gün onu koyanlar vardır. Bir sebebi vardır. Silivri bu kadar büyürken ve geniş geniş caddeler oluşurken, Başkomutan Caddesi'ni başka bir yere koyabilirsiniz. Şimdi biri yarın Başkomutan caddesini kaldırırsa, Başkomutan'a saygısızlık mı kabul etmek gerekecek bunu? Herkes oynamamalı bir sokağın, caddenin ismiyle. Bırakalım birbirimize saygı duyalım. Birinin koyduğu ismi başkası, benim koyduğum ismi bir başkası kaldırırı hoş değil. İsmi değil, bu yapılanı doğru bulmuyorum.Belediye olarak trafik problemini çözmenin birinci şartı, insanlara araçlarını park edebilecek bir yeri bulmalısınız. Şehir içine sokmayacağım diyorsanız, şehir girişlerinde büyük otoparklar yaratacaksınız. Hayır şehir içinde çözerim diyorsanız, mevcut Kaymakamlığın arasında olduğu gibi, hamamın orada olduğu gibi. Özel parkta yaptırabilirsiniz, beraber de yapabilirsiniz ya da istimlak edip yapabilirisiniz. Kaymakamlık arkasında otopark iki kat projelendirildiyse, bana göre 3-4 kata çıkartılmalı orası. Üstü böyle meydan düzenlenmesi çok güzel. Yine hamamın olduğu yerde, mülkiyeti kime aitse işbirliği yapılarak, yer altına katlı otopark yapılıp, yine üstüne onun rantına sunulacak bir inşaat yapması sağlanmalı. Belediye olarak da her türlü imkan verilmeli. Adamın malı alınsın demek istemiyorum. O yapmıyorsa otopark ihtiyacı varsa, bunun bir yolu bulunmalı. Yine bizim sahilde, 2003 yılında projesini hazırladığım, şuanda otopark olarak kullanılan öğretmen evi ve spor kulübünün arkasındaki yere yer altı otoparkı projemiz vardı. Bizim görev süremizde yetiştiremedik, yapılmadı. Artık orada da otopark yapılamaz, arıtma tesisi deşarj alanını tam ortasından geçirdiler ve o alanı öldürdüler. Yer üstüne orada otopark yapılmasını doğru bulmuyorum. Orada da otopark olacak alanlar mutlaka yaratmalıyız. ÇEKİCİLERİ DOĞRU BULMUYORUM!O zaman şuanda eleştirdiğim araç çekme işlemini yapabilirsiniz. İnsanlara arabalarını bırakacak yerler bulursanız, o zaman olur olmaz yere araba bırakma diyebilirsiniz. Bugün Trafik Vakfına ait bir araç durmadan çok gereksiz yerlerden çekim yapıyor. Kipa önünde araçların park edilmesi, hiç bir şekilde trafiği engellemesine sebep olmuyor. Eski mezarlığın karşısında şehrin çıkışına adliyeye doğru giden o yol üzerinde arabaların park edilmesinin hiç kimseye bir zararı yok. O bölgede araç park edebilecek bir yerde yok. Adliye önüne, belediye önüne park ettirmiyorsun, cadde üzerine park ettirmiyorsun. Bana yer bulmadıktan sonra niye benim arabamı çekiyorsun. Yine yıkılan devlet hastanesinden aşağıya indiğinizde o sokak boyunca arabalar çekiliyor. Orada tek sıra park edilmesinin hiç kimseye bir zararı yok. Orada araba çekiyorsun. Kaymakamlık karşısında arabalar üç sıra park etmiş buraya hiç müdahale etmiyorsun. Kaymakamlığın gözü önünde, Emniyet Müdürü de her gün geliyordur. Belediye Başkanı görüyordur, zabıta burada. Hiç kimse müdahale etmiyor. Buradan trafiği boğuyorsun arkaya doğru, arkada Sanatkarlar Caddesi, Atatürk Caddesi bile tıkanmış oluyor. Bunları doğru ve uygun yapmak lazım. İlçe trafiğinin düzenlenmesi ancak otoparkların oluşmasıyla yapılabilir. DAHA İYİSİNİ YAPACAKSAN YIKARSIN!Yeni yapılan parkın planı katlı otopark. İstediğiniz bilim adamı ile inşaat mühendisiyle görüşebilirsiniz. Hiç bir mantığa dayanmıyor yapılamıyor demek. Şimdi ne oldu da orası yeşil alana dönüştü. Orasının imar planının yeri yeraltı otoparkı. O yaptı da ben yıkıyorum anlamında değil. Burada yeraltı otoparkı yapılamaz diyen zihniyet, boğazın altına tüp geçit yapılabildiğini de bilmesi gerekiyor. Buradaki otoparka yapılamaz demek insanların aklı ile alay etmek demektir. Onun yaptığını yıkacağız anlayışımız yok bizim. Ama bu arkadaşın var. Bizim hayırsever bir vatandaşa yaptırdığımız ilk kreş ve anaokulumuz vardı sahilde yıkıldı. Şuanda boş. Yıkıldı ve neden yıkıldığını ben bilmiyorum. Bir şeyi yıkarsınız ama yerine daha iyi bir şey koyarsınız. Toplu konutlarda bir sağlık ocağı vardı. Yıkıldı. Gerekçesi depreme dayanıklı değildi. Güçlendirirsin. Dere yatağıydı deniyor. O zaman yık oradaki Meslek Lisesi'ni, ilkokulu, Aşiyan Sitesini, toplu konutları. Yenisini daha iyisini yapacaksan yıkarsın. KİN VE NEFRETLE YAKLAŞMAYACAĞIZ!Mesela ben Belediye ve Adliye binasının oraya yapılmasına karşıyım. Bizim planlarımıza göre şuan ki devlet hastanesinin olduğu yerlere yapılacak. Bütün kamu kurumları orada olacaktı. Bizden sonraki dönemde Sayın Hüseyin Turan dönemin, şehrin girişine yapılmasını uygun gördüler ve yaptılar. Bugün fark ederseniz şehrin girişinde ciddi bir trafik sıkışıklığı oluyor. Oraya gelen vatandaşlarımızda, araçlarını park edebilecek yer bulamıyor. Orası yapıldı, ben orayı beğenmiyorum deyip de yıkacak mıyız? Hayır bir eser yapılmış, saygı duyup, sahip çıkacağız. Kin ve nefretle yaklaşmayacağız. Alparslan Ermiş: Peki Başkanım, sizce Büyükşehir Silivri'yi cezalandırıyor mu? Selami Değirmenci: Ben bu anlayışa kesinlikle katılmıyorum. Ben demin sizlere bir sürü altyapı çalışması yaptığımı saydım. Bu yatırımların tamamını ben muhalefetteyken yaptım. Hiç büyükşehir bile yoktu. Bugün hiç olmazsa bir büyükşehir var. Bizim dönemimizde böyle imkanlar yoktu. Ama ben merkezi yönetimden de destek almasını bildim. Hiç Büyükşehir'e dahil değilken, yardım almasını da bildim. O diyalogları iyi kurabildim. Kiminle kurabildim? İktidar partisinin Silivri'deki mensuplarıyla kurabildim. Kim varsa o partinin mensubu burada onlarla birlikte gittik, yardım istedik. Ben her zaman teşekkürlerimi de her zaman dile getirip, ismini zikretmekten de çekinmiyorum. Örneğin Silivri'ye asfalt lazım olduğunda Sayın Metin Karakaş ile defalarca gittik, Silivri'nin ihtiyacı olan asfaltı alabildik. Ali Müfit Gürtuna döneminde. Yine Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın İBB Başkanı olduğu dönemde o zaman ki partili arkadaşlarımızla gidip, dertlerimizi anlatabildik. Aldığımız oldu, almadığımız oldu. Biz almadık, yapamadık diye yakınmadık. Endüstri Meslek Lisesi için çok defalar Ankara yollarını aşındırdık. İktidarda olmadığımız bir dönemde yine Silivri'de, bu binanın da sahibi Sayın Fikri Bakır. Endüstri Meslek Lisesi için Silivri halkı Allah sağlıklı uzun ömür versin Sayın Fikri Bakır'a minnet duymalı. Benden çok onun katkısı olmuştur. Benim başkan olduğum dönemde ANAP'taydı. Çok büyük katkıları oldu. Dere yataklarının açılmasın da yine katkısı oldu. Aynı Fikri Bakır, deniz temizliğinde katkılar sundu. Yani bir şekilde birileri ile diyaloga girip hizmet alabiliyorsunuz. Sonuçta bütün insanların amacı bu kente hizmet. Önümüzdeki dönem belediye başkanı olursam, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Büyükşehir'i bu dönem kesinlikle alacağına inanıyorum ama ola ki almadı. Yine AK Parti'de kaldı. Yine buradaki arkadaşlarla gideceğiz. Onların yaptığı katkıyı, onlara mal etmesini bilirseniz, onları da onura ederseniz, onlarda size her zaman destek olurlar. Ama, 'Aman ha ona bir pay çıkmasın, ona kimse laf söylemesin. Bu iş yapılmasa da kalsın' derseniz, bugünkü gibi hiç bir yardım almadan bekletirsiniz. 10 yılda bir dere ıslahını bitirtemezsiniz. Alparslan Ermiş: Genel Merkez neden Selami Değirmenci'yi aday göstersin? Selami Değirmenci: Neden göstersin. Birikmiş tecrübelerine ve bu işi daha iyi yapabileceğine inandığı içindir. Yoksa saçımın rengine, gözümün rengine değil. Genel Merkez, kimin halkının gönlünde daha fazla yer alacağına inanıyorsa, bu seçimi kiminle daha rahat kazanabileceğini düşünüyorsa Onu aday yapacaktır. Bize o görevi de verirlerse onları da mahcup etmeyeceğimize inanıyoruz. Eren Ermiş: Adayların belirlenmesiyle ilgili zaman biraz daha daraldı. Genel Merkez yöneticileri adayları davet etti ya da adaylar arasından bazı isimleri davet edip, bir tercih yapması istenilirse ve bu soruda Özcan Işıklar'a sorulursa, Özcan Işıklar; Bora Balcıoğlu ve Selami Değirmenci'nin olduğu bir durumda kimi referans olarak tercih edebilir? Selami Değirmenci: İkisini de diyeceğini sanmıyorum. Bir kere en azından o tercih ben olmayacağımdır. Nedir peki size düşmanlığı derseniz. Ben Özcan Işıklar'a hiç bir kötülük yapmadım. 15 yıl sadece yanımda çalıştırdım. 2009'da da hatırlarsanız, Hüseyin Turan ile yarışırken son 10 gün otobüsün üzerine çıkarak çok ciddi bir katkı verdiğimizi ve seçilmesine sebep olduğumuza inanıyorum. Onun bize düşmanlığı nedir ben çözemiyorum. Benim O'na hiç bir kötülüğüm olmadı. En azından bugün bulunduğu makama, en azından aday olabilecek duruma gelmesi, bizim kendisine tanıdığımız şanstan dolayı oldu. Ona görev verdik, onun yetişmesini sağladık. 2009'da anketlerde yüzde 75 ben çıkmama rağmen, MYK'dan benim kararım çıkmış olmasına rağmen, sonra başka ayak oyunlarıyla adaylığım iptal edilip, Özcan Işıklar'ın aday olmasına rağmen, ben son 10 gün otobüsün üzerine çıkarak Özcan Bey'in seçilmesine katkı sağladım. O günden beri de bitmek bilmeyen bir kin ve nefreti var. Ben çözemiyorum, kendisinin sorunu. 2004'TE ÖZCAN IŞIKLAR NEREDEYDİ! İrfan Ermiş: Bazı Partililer, 2004'te Genç Parti'den aday oldu ve AK Parti'nin kazanmasına vesile olan adam diyor. CHP'yi o günkü şartlarda sattı deniyor? Selami Değirmenci: Ben bütün söyleşilerde bu konuyu gündeme getiriyorum ama oradalar da okumayan vatandaşlar buradan okuyup, bilgi sahibi olurlar. Ben CHP'den kendi isteğimle ayrılmadım. Ben CHP'den ihraç edildim. Benim ihraç edilmem başarısız olduğum için ya da yolsuzluklara bulaştığım için değil. Benim ihraç edilmem Cumhuriyet Halk Partisi içinde bir yolsuzluk olayını ortaya çıkardığım içindi. Onu ortaya çıkardığım için o dönem CHP'den ihraç edildim. Bende siyaset yapmak isteyen biri olduğum için, bir partiden aday oldum. Ben oradan aday olurken, bir taraf kazansın, kaybetsin diye değil, kendim seçilmek için aday oldum. Nitekim Genç Parti'den aldığım oy Türkiye çapında 2 ya da 3. ilçe en yüksek oyu aldım. Ama seçilmeme yetmedi. Hadi ben ihraç edildim, Genç Parti'den aday oldum. Özcan Bey'de CHP üyesiydi, istifa etti. Benim seçim koordinasyon kurulumun başında Özcan Işıklar vardı. Ben CHP'ye zarar verdiysem, Özcan Işıklar neredeydi? Bana Genel Merkez'de en çok bu eleştiriyi yapan Özcan Işıklar olduğu için söylüyorum. Seçim kampanyasını Sayın Özcan Işıklar yönetti. Kendisi CHP'den ihraç edilmeden, istifa edip geldi oraya.Sonra 2007 yılında Genel Merkez'in isteği üzerine ben partiye geri döndüm. 2009'da aday adayı oldum, malum şekilde engellendi. 2010 yılında Belediye Başkanımızın karşı olmasına rağmen, bu örgüt beni ilçe başkanı seçti. Yani CHP'ye zarar verdiğimi düşünen bir ilçe örgütü beni ilçe başkanı seçmezdi. 2015'te Milletvekili adayı oldum. Yine mevcut ilçe yönetiminin, kadın kollarının, gençlik kollarının, belediyenin karşı çıkmalarına rağmen Mümin Tuğlu karşısında yine en çok oyu ben aldım. Onlar beni istememesine rağmen. Demek ki CHP örgütü bizi oraya layık buldu. Arada atladık. 2014 yerel seçimlerinde Özcan Bey ile yine Meclis Üyeliği ön seçiminde yarıştık biz. İkimiz 9'ar kişilik liste çıkardık. Ben 9-0 aldım. Yani benim Genç Parti'ye gitmemi eleştiriyorsa CHP, üç defa girdiğim parti içi yarışta beni en önde çıkardıysa, bugünde ben Eylül'den beri 'bir eğilim yoklaması yapılsın, üyelere soralım' diye bağırırken. Belediye başkanımızda Ankara yollarını aşındırdı, 'Aman önseçim olmasın' diye. O zaman kim örgütten korkuyor. Ben son sekiz yıldır, partiye bir tane üye yazdıramadım. SİLİVRİ HALKINA GÜVENİYORUM!Hep onlar yazdırdı, daha da yazdırsınlar ve ondan sonra önseçim yapsınlar. Sonuçta ben Silivri halkının da, CHP'li üyelerine de güveniyorum. Beni seçer ya da seçmez, saygı duyarım ben. Önseçime gireceğimde illa yüzde yüz ben mi çıkacağım. Bilemem ki ben çıkacağımı. 4 bin 300 tane üyemiz var. Ama ben en doğru kararın eğilim yoklaması olduğuna ve üyelerin kararı olduğuna inanıyorum. Bunu savunuyorum. Bunun için de mücadele veriyorum. Korkan ben değilim. Başımız dik, alnımız ak. Seçerse seçer, seçmezse saygı duyarız. Seçerken bir bildiği varsa, seçmediği zamanda bir bildiği vardır. Alparslan Ermiş: Siz aday olup, kazandığınız takdirde Silivrili farkı nasıl anlayacak? Selami Değirmenci: Silivri'nin elbette bir çok temel sorunu var. Hangi bölüme girseniz, kültür, sanat, spor, ulaşımda, otoparkta, tarımda temel sorunları çok fazla. Ama en önemli sorun, yıkılan gönül köprülerini tekrar kuracağız. Belediye ile halk arasında bağ kopmuş durumda. Kentle ilgili her kararda, halka danışılarak yapılacak. Bugün kent konseyleri var kendilerinde iyi niyetle çalışıyorlar ama belediyede yapılan bir proje görememişsinizdir. Kent halkı karar verirse, sahiplenme daha fazla olur. Mahalle meclisleri çok önemli. 180 kişilik meclisle geçmişte Silivri'yi yönetiyorduk. Biz öncelikle gönül bağını kurduktan sonra temel problemleri halledeceğiz. İSTİHDAM SAĞLAMALIYIZ!Bir belediye yönetimi başarısız olursa, sadece o dönem değil, Silivri'nin geleceğini engelliyor. Silivri'nin şu 10 yılında bir kültür merkezi yapılamaz mıydı? Çok basit bir kaynak söyleyeyim size. 10 yılda festivaller yapılmasaydı ne olur? Ne kaldı aklınızda? Ama bir tane kültür merkezi yapılsaydı. 100 yıl sonra diyeceklerdi ki, Sayın Özcan Işıklar zamanında yapıldı bu kültür merkezi. Kalıcı bir eser olacak. Önce onu yapalım, sonra eğlenceye bakarız. İsraf dediğim bunlar. Kültür Merkezi bir an önce yapılmalı. İlçemizin en temel problemleri arasında gençlerin işsizliği geliyor. Biz burada 4 bin dönümü sanayiye ayırmıştık. Çok uğraştık, Sayın Hüseyin Turan döneminde de planlamaları yapıldı. Ama ne olduysa şuanda o sanayi alanının içinde 14 katlı binalar yapılıyor. Oraların tekrar konuttan çıkartılıp, çevre kirliği yaratmayan sanayi tesisleri yapılmalı. İstihdam sağlamalıyız. İş bulmamız lazım bu gençlere. Spor konusunda yine sadece futboldan ibaret görmemeliyiz. Kaynakları daha çok spor dallarına yansıtmalıyız. Bunları hep birlikte yapabiliriz. 10 YILDIR AYNI PROJE KONUŞULUYOR!Yine biz burada bir tarım bölgesiyiz. Belediyenin bir projesi var TÜRAM. Özünde çok güzel bir proje. Ama on yıldır amacına ulaşmış bir uygulamanın olmadığını görüyorum. Bölgemizde topraklar parçalanıyor bölünüyor. Artık çiftçiler para kazanamıyor. Bu amaçla artık üretim kooperatiflerinin bir an önce harekete geçirilmesi gerekir. Sera anlamında da diğer yetişen ürünler de olabilir. Bu ürünleri çıkarmak yetmiyor, satış kooperatiflerinin belediye tarafından kurulması gerekiyor. Hiç bir şey yapmasanız. İstanbul'daki CHP belediyelerde satış imkanı sağlarsanız, çiftçilerin para kazanmasını sağlayabilirsiniz. 10 yıldır aynı projeyi konuşup, hiç kimsenin bir menfaat elde edemediği bir pozisyonda üretimi, satışı ve kazancı ön plana çıkartmamız gerekiyor. Alparslan Ermiş: Son olarak Silivrililere ne söylemek istersiniz? Selami Değirmenci: Silivri halkı şunu bilsin. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi, benim parti yönetimim uygun bulurda bizi aday gösterirlerse, sonrada Silivri halkı uygun bulur bizi belediye başkanlığına layık görürlerse bilsinler ki her kuruş en iyi şekilde değerlendirilecektir. Kaynaklar mutlak suretle bu halkın yararına kullanılacaktır. En hızlı şekilde yatırımlar yapılacaktır. Silivri'nin artık hiç zaman kaybına tahammülü olmadığına inanıyorum. Bunu çok hızlı bir şekilde seçildiğimizin ertesi günü başlayabilecek nitelikteyiz biz. Nerede kalmıştık diyerek, hiç vakit kaybetmeden. Acaba bu iş nasıl olacaktı, nasıl yapılacaktı diye düşünmeden, layık olduğu hizmete Silivri halkını kavuşturacağız bundan emin olsunlar. Sayın Genel Başkanımız bir konuşmasında, 'İyi bir belediye başkanı, halkına her kuruşunun hesabını verebilen bir belediye başkanıdır' dedi. Çok doğru diyor ve katılıyorum. Bende bir belediye başkanının harcadığı her kuruşun bu halkın parası olduğunu bilmeli ve hesabını bu halka vermelidir diye düşünüyorum. Bana bu fırsatı verdiğiniz için sizlere de teşekkür ediyorum. Alparslan Ermiş: Biz teşekkür ederiz, sağ olun.
GÜNDEM
05 Aralık 2018 - 16:38
Selami Değirmenci'den çarpıcı açıklamalar
Cumhuriyet Halk Partisi'nden Silivri Belediye Başkan Aday Adayı olan Selami Değirmenci, Yörünge Haber Yazı İşleri Müdürü Alparslan Ermiş'in sorularını yanıtladı.
GÜNDEM
05 Aralık 2018 - 16:38